Erken Müdahale Birimi

ERKEN MÜDAHELE Nedir?

Özel gereksinimi olan çocukların erken teşhisi ve tanısı oldukça önemlidir. Erken dönemde başlayan eğitimin, özel gereksinimi olan çocukların genel gelişimlerini hızlandırdığı, bilişsel, sosyal ve dil becerilerini artırdığı bilinmektedir.

Yaşamın ilk yıllarında verilen programlı ve sistematik bir destekle, çocukların tüm kapasiteleri ortaya çıkabilmekte ve temel eğitim için gerekli alt yapı hazırlanmış olmaktadır.

ERKEN MÜDAHALE VE ÖNEMİ

Erken müdahale hizmetlerinin sunulması, gelişimsel risk taşıyan veya gelişim geriliği olan bebekler ve çocukların; gelişimlerini desteklemek, yaşıtlarıyla aralarındaki farkı azaltmak, gelişimlerini en iyi şekilde ve kolaylaştırarak sağlamak amacıyla gereklidir.

Çünkü erken müdahale ile çocukların gelişim seyri olumlu şekilde etkilenmektedir.

Bir çocuğun en hassas ve kritik dönemlerinin özellikle ilk yıllarda olması nedeniyle erken müdahaleye oldukça erken başlanması gerekmektedir. Öğrenme, bir ölçüde çevresel etkiler ile şekillenmekte; dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan, ağır derecede yetersizliği olan risk altındaki çocukların gelişimi ağır ve öğrenmeyi olumsuz etkilemektedir.
Bir çocuğun ortam ve erken deneyimleri, özellikle derecesi gelişim ve öğrenme üzerinde önemli derecede etkilidir.

Erken eğitim programı, erken yaştaki çocukların gelişim durumunda fark yaratması ve çocuğun iyileştirici çabalarının daha hızlı olmasını sağlamaktadır.

Risk altındaki çocuğa sahip ebeveynlerin çocukları için yeterli bakım, eğitim ve özel yardıma ihtiyaçlarının olması, erken müdahalenin çocuklarda gelişim sorunlarını önlemesi ve toplumla işbirliği konusunda daha ciddi sorunları azaltıması nedenleri ile müdahaleye erken başlamak oldukça önem taşımaktadır.

Erken çocukluk özel eğitimi, sıfır-altı yaş arasındaki gelişim geriliği olan ya da risk altında bulunan çocuklar ile ailelerine sağlanan eğitim hizmetleridir Bu eğitim hizmetleri, gelişimsel risk taşıyan ya da gelişim geriliği olan bebekler ve çocukların; gelişimlerini desteklemek, yaşıtlarıyla aralarındaki farkı azaltmak, gelişimlerini en iyi şekilde ve kolaylaştırarak sağlamak amacıyla verilmektedir.

İnsan gelişiminin 0-6 yaş döneminin ne kadar kritik olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durum özel gereksinimli çocuklarımız için de böyledir.Özel gereksinimli çocuklarımızın hangi alanda yetersizlik yaşadığını erken dönemlerde tanılamak ve müdahalede bulunmak çocuklarımızın gelişimleri açısından büyük önem taşımaktadır. Erken tanı ve müdahaledeki amacımız çocuklarımızın mevcut işlevlerini kullanabilmesini sağlamak, daha fazla hasar ve kaybın ortaya çıkmasını önlemektir.

Erken tanı, özel gereksinimli çocuklarımızın gereksinimlerine uygun türde eğitim programına daha erken başlaması ve yetersizlik yaşadığı alandaki durumu daha çabuk toparlamasıdır.

Erken tanılanan ve müdahalede bulunulan çocuklarımızın genel gelişimlerinin hızlandığı bilişsel, sosyal, dil becerilerinin arttığı, fiziksel gelişimlerinin dahi farklılaştığı görülmektedir.

Erken tanılanan çocuklarımıza programlı ve sistematik olarak verilen eğitim desteği sayesinde var olan kapasitesi ortaya çıkmakta ve ilerideki eğitim yaşantısı için gerekli olan altyapı hazır olmaktadır.

Erken müdahale programları özel gereksinimli çocuklarımıza öğrenmeöğretme yaşantısı sunarak yeterliliklerinin artırılması, yine sunulan sağaltım hizmetleri ile halihazırda bulunan problem durumunun giderilmesi ve bunları gerçekleştirirken araç-gereç desteğinin sağlanmasını içerir.

Zihinsel Yetersizliği olan Bireyler için Destek Eğitim ve Programı

Zihinsel işlevler bakımından ortalamanın iki standart sapma altında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerini ihtiyaç duyan bireydir.

Zihinsel Yetersizliği Olan Bireylerin Özellikleri:
Dikkat: Zihinsel yetersizliği olanlarda dikkat problemleri yaygın olarak görülmektedir. Bireylerin öğrenme problemlerinin önemli bir bölümü dikkat problemlerinden kaynaklanmaktadır. Genel olarak dikkatleri dağınık ve kısa sürelidir.

Bellek: Zihinsel yetersizliği olan bireylerin pek çoğu hatırlamada güçlük çeker. Görsel ve işitsel algıları zayıftır. Bellekle ilgili yaşadıkları en önemli problem öğrendikleri bilgileri kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada yaşamalarıdır. Genelleme yapmakta zorlanırlar, kazandıkları bilgileri ilişkilere göre gruplamada güçlük çekebilirler. Zihinsel yetersizliği olan bireylerin yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında kendilerini düzenleme (tekrarlama, gruplandırma, ilişkilendirme) stratejilerini daha az sıklıkla kullandıkları görülmektedir.

Öğrenme: Akranları gibi öğrenebilir ve öğrenmeye devam ederler. Akranlarından temel farkları öğrenmenin hızındadır, öğrenme hızları daha yavaştır.

Dil Gelişimi: Zihinsel yetersizliği olan bireyler dil ve konuşmayı zihinsel yetersizliği olmayan bireylerin geçtiği basamaklardan geçerek edinirler. Ancak bu basamaklardan geçiş hızları daha yavaştır. Dil ve konuşma gelişimindeki sorunlar ile kendini düzenleme (tekrarlama, gruplandırma, ilişkilendirme) problemleri arasında yakın bir ilişki vardır. Çünkü bir çok kendini düzenleme stratejisi dile dayalıdır.

Akademik Başarı: Başarısızlıkları daha çok okuma-yazmada, okuduğunu anlamada, temel aritmetik becerileri kazanmada ortaya çıkmaktadır. Soyut kavramları somut kavramlara göre daha zor öğrenirler.

Sosyal Gelişim: Zihinsel yetersizlik gösteren bireylerde çeşitli sosyal problemlere rastlanmaktadır. Sosyal ilişkilerinde kendilerini grupta kabul ettirecek becerileri azdır. Arkadaşlık etmede sıklıkla problem yaşarlar. Benlik kavramları genellikle zayıftır.

Psikomotor Gelişim: Genel olarak bu bireylerin fiziksel gelişimleri (boy-kilo) ise yaşıtlarının gelişimi ile tutarlılık gösterebilmektedir.

Zihinsel yetersizliği olan bireyin, sayıp olduğu yetersizliğin derecesi arttıkça yukarıda belirtilerin alanlarda yaşadığı güçlüklerin derecesi de artmaktadır.

Program Düzeyi
Program, kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan zihinsel yetersizliği olan her yaştaki bireylerin özellikleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Programın Genel Amaçları
Bu program ile bireylerin;

Bağımsız yaşam becerileri kazanmaları,
Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini kazanmaları,
Psikomotor becerilerini geliştirmeleri,
Dil ve konuşma becerilerini geliştirmeleri,
Sözlü ve yazılı anlatım becerilerini geliştirmeleri,
Sosyal ve toplumsal uyum becerilerini geliştirmeleri
Bilişsel hazırlık becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir.
Program İle İlgili Açıklamalar
Modüllerde yer alan kazanımlar, zihinsel yetersizliği olan bireylerin(hafif,orta,ağır) özellikleri (dil, bilişse, sosyal vb.) dikkate alınarak destek eğitim programının genel amaçlarına ulaşmayı sağlayacak nitelikte belirlenmiştir.
Birden fazla yetersizliği olan bireylerin sağlık kurulu raporunda belirtilmiş olan diğer yetersizlikleri de göz önünde bulundurularak uygun modül veya modüller önerilmelidir. Örneğin; bir bireyin zihinsel yetersizliği ile birlikte görme ve ortopedik yetersizliği bulunabilir. Modül seçiminde zihinsel yetersizliğin yanı sıra tespit edilen görme ve ortopedik yetersizliği olan bireyler için hazırlanmış olan modüllerde önerilmeli ve bu modüller dikkate alınarak bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanmalıdır.
Modüllerde yer alan kazanımların gerçekleşebilmesi için öğrenme ve öğretme sürecinde gerekli araç gereç ve donanımlar sağlanmalıdır.
Destek eğitim programının verimliliğini artırmak amacıyla modüllerde yer alan kazanımların yapılandırılmış ortamların yanı sıra gerçek ortamlarda da öğretimi yapılmalıdır.
Destek eğitimi veren kurum; rehberlik ve araştırma merkezi, varsa devam ettiği okul (eğitim uygulama okulu, özel eğitim ilköğretim okulu, hastane okulu, ilköğretim okulu vb.) ya da kurumlar (SHÇEK vb.) ile iş birliği yapmalıdır. Bireysel eğitim programı doğrultusunda yapılacak çalışmalar ve öneriler konusunda, varsa devam ettiği kurum/okul personeli (sınıf öğretmeni, rehber öğretmen, özel eğitim öğretmeni, branş öğretmeni, kurum psikologu, çocuk gelişim öğretmeni, sosyal hizmet uzmanı vb.) ile görüş alışverişi yapılarak bireyin gelişimi ve takibi desteklenmelidir.
Destek eğitim merkezlerinde görev yapan meslek elemanları kendi görev alanlarındaki yetki ve sorumlulukları doğrultusunda hareket ederek ekip çalışmasına özen göstermelidir.
Destek eğitim alan bireyin eğitim sürecinde edindiği kazanımların sosyal yaşama geçişinin ve yaşantı zenginliğinin sağlanması için çevresiyle iletişimde bulunacağı oyun, drama, tiyatro, gezi, spor, müzik, izcilik vb. etkinlikleri eğitim öğretim sürecinde yer verilmelidir.
Programı uygulayan personel tarafından destek eğitim programı kapsamında uzman desteği alınabilir. Özel özel eğitim merkezleri gereken zamanda diyetisyen, tıp doktorlarında, dil konuşma terapistlerinden danışmanlık hizmetleri alabilir.
Öğrenimleri sırasında hedeflere ulaşmaları ve başarı duygusunu yaşamaları zihinsel yetersizliği olan bireyler için önemlidir. Etkinlikler, eğitim araç ve gereçleri bireyin gelişim özelliğine ve ilgisine uygun olarak, kolaydan zora doğru hazırlanmalıdır. Etkinliklere başlarken bireyin dikkatini toplamaya yönelik giriş yapılmalıdır. Eğitim sırasında hangi konuların işleneceği bireye açıklanmalı, etkinlikler arasında kısa molalar verilecek şekilde plan yapılmalıdır. Bireylerin olumlu davranışları pekiştirilmeli, motivasyonları arttırılmalı ve ilgilerini desteklemek amacıyla yaş ve düzeylerine uygun pekiştireçler verilmelidir. Etkinliklerin süresi bireyin özellikleri dikkate alınarak belirlenmeli ve bireylerin kendi hatalarını kendilerinin bulmasına olanak verilmelidir.
36 aydan küçük zihinsel yetersizliği olan çocuklar bu modüllerden bireysel eğitim ve aile eğitim programları doğrultusunda yararlanırlar. Zihinsel yetersizliği olan bireylerin eğitiminde 0-3 yaş döneminin en kritik dönem olması nedeniyle ve özel eğitimde “erkenlik ilkesi” doğrultusunda ailenin, eğitimin her aşamasına aktif olarak katılımının sağlanması gerekir. Bu nedenle ailenin modüllerde yer alan kazanımların gerçekleştirme sürecine eş zamanlı olarak katılımı sağlanmalıdır. 36 aydan büyük zihinsel yetersizliği olan bireyler, bireysel eğitim ve grup eğitiminden yaralanabilirler.
Modülde yer alan kazanımlar edinim, akıcılık, kalıcılık ve genelleme aşamaları dikkate alınarak çalışılmalıdır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanırken “kaynaştırma kararı” alınan ve destek eğitime devam eden zihinsel yetersizliği olan bireyler için kaynaştırma eğitimi süresi boyunca devam ettiği okulda uygulanan eğitim programı dikkate alınarak yeni kazanımlar eklenebilir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programını hazırlayan kurulda yer alan öğretmen veya uygulayıcı kazanıma yönelik uygun ölçütler belirlemelidir.
Zorunlu öğrenim çağı dışındaki zihinsel yetersizliği olan bireyler, toplumsal uyum, iş ve meslek becerilerini kazanması amacı ile iş eğitim merkezlerine, mesleki rehabilitasyon merkezlerine veya halk eğitim merkezleri bünyesinde açılacak kurslara da yönlendirilebilir.

Öğrenme Güçlüğü olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı

3. Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan Bireyler İçin Destek Eğitim
Programı’nın Öğretme-Öğrenme Süreci
Programda yer alan hedef davranışları gerçekleştirmek için kullanılabilecek müdahale yöntemlerinin bazılarının uygulanma özellikleri aşağıda açıklanmıştır.
“Akıcı Konuşma” modülünde bireylerin akıcı konuşmalarını geliştirmek, yaşanılan
akıcısızlığı kontrol etmek ve akıcılıkla ilgili sahip olunan olumsuz tutumları azaltmak için
akıcılığın şekillendirilmesi (fluency shaping), Lidcombe Erken Dönem Kekemelik Müdahale Programı, kekemeliğin değiştirilmesi (stuttering modification) ve çevre ve davranış düzenleme gibi çeşitli doğrudan veya dolaylı müdahale yaklaşımlarından faydalanılabilir.
“Dil” modülünde bireylerin alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmek için doğal
dil öğretim yöntemleri, davranışsal müdahale yöntemleri (ayrık denemelerle öğretim, işlevsel iletişim eğitimi, fırsat öğretimi, Lovaas yöntemi), klinisyen merkezli, vaka merkezli ve
hibrit yaklaşımlar, aile ve akran katılımlı yöntemler, iletişim temelli yöntemler kullanılabilir.
“Edinilmiş Dil” modülünde bireylerin dili anlama ve ifade etmesine yönelik iletişim becerilerini kullanarak günlük yaşamda etkili iletişim kurabilmeleri için kullanılacak
yöntemlerden bazıları şunlardır: Geleneksel yöntemler (uyaran yaklaşımı, tematik uyaran
yaklaşımı, melodik entonasyon yaklaşımı vb.), psikonörodilbilimsel yaklaşım, bozukluğa
özgün yaklaşımlar (HELPSS, ORLA, RET, Semantik Özellikler Analizi vb.) ve iletişimi
destekleyen yaklaşımlar (VAT, PACE, Sohbet Ortağı Eğitimi vb.).
“Konuşma Sesi” modülünde bireylerin konuşma seslerini ayırt ederek doğru, tutarlı
ve dilin sesbilgisel özelliklerine uygun şekilde üreterek anlaşılır konuşma becerisi geliştirebilmesi için davranışçı yaklaşım, geleneksel yaklaşım ve fonolojik yaklaşımlardan (tek
ayrımlı sözcük çiftleri yaklaşımı, döngüsel yaklaşım vb.) yararlanılabilir.
“Motor Konuşma” modülünde bireylerin konuşurken uygun fonetik ve prozodik yapı
için gerekli hareketleri planlayarak yeterli güçte kas gerginliği ile solunum, sesleme ve rezonansı tutarlı olarak gerçekleştirebilmesi için telafi edici yaklaşımlar ve yapılandırıcı yaklaşımlar kullanılabilir.
“Rezonans” modülünde sesbirime özgü nazal kaçak ve hipernazaliteye bağlı telafi
edici konuşma sesi bozukluğu hatalarının giderilerek konuşma seslerini doğru olarak üretilmesi ve günlük yaşamda anlaşılır şekilde kullanılması amacıyla görsel, sözel ve dokunsal
ipuçlarının da kullanılabileceği davranışsal terapi yöntemlerinden faydalanılabilir.
“Ses” modülünde bireyin ses kalitesini, perdesini ve şiddetini benzer yaş, cinsiyet,
kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere benzer şekilde ve iletişime uygun olarak
kullanması için ses hijyeni, vokal fonksiyon egzersizleri, rezonant ses terapisi, yarı tıkalı ses
yolu egzersizlerinden yararlanılabilir. 

Otizm Spektrum Bozukluğu olan Bireyler için Destek Eğitim Pogramı

3. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireyler İçin Destek Eğitim
Programı’nın Öğretme-Öğrenme Süreci
Otizm spektrum bozukluğu olan bireyler kendileri için belirlenen hedef davranışlara
ulaşmak için sistematik öğretime gereksinim duyarlar. Sistematik öğretim davranış analizi
ilkelerini temel alarak öğretimin bir plan doğrultusunda tutarlı bir şekilde sunulmasıdır. Sistematik öğretimin amacına ulaşması öğretimde etkililiği araştırmalarla ortaya konmuş etkili
öğretim yöntemlerinin kullanılmasıyla mümkündür. Bu yöntemlerin neler olduğuna ilişkin
farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalar bulunmakta; bu çalışmaların sonuçları otizm spektrum bozukluğu olan bireyler için etkili olan yöntemler konusunda bir bakış
açısı sunmaktadır 

Dil Konuşma Bozukluğu Destek Eğitim Programı

3. Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan Bireyler İçin Destek Eğitim
Programı’nın Öğretme-Öğrenme Süreci
Programda yer alan hedef davranışları gerçekleştirmek için kullanılabilecek müdahale yöntemlerinin bazılarının uygulanma özellikleri aşağıda açıklanmıştır.
“Akıcı Konuşma” modülünde bireylerin akıcı konuşmalarını geliştirmek, yaşanılan
akıcısızlığı kontrol etmek ve akıcılıkla ilgili sahip olunan olumsuz tutumları azaltmak için
akıcılığın şekillendirilmesi (fluency shaping), Lidcombe Erken Dönem Kekemelik Müdahale Programı, kekemeliğin değiştirilmesi (stuttering modification) ve çevre ve davranış düzenleme gibi çeşitli doğrudan veya dolaylı müdahale yaklaşımlarından faydalanılabilir.
“Dil” modülünde bireylerin alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmek için doğal
dil öğretim yöntemleri, davranışsal müdahale yöntemleri (ayrık denemelerle öğretim, işlevsel iletişim eğitimi, fırsat öğretimi, Lovaas yöntemi), klinisyen merkezli, vaka merkezli ve
hibrit yaklaşımlar, aile ve akran katılımlı yöntemler, iletişim temelli yöntemler kullanılabilir.
“Edinilmiş Dil” modülünde bireylerin dili anlama ve ifade etmesine yönelik iletişim becerilerini kullanarak günlük yaşamda etkili iletişim kurabilmeleri için kullanılacak
yöntemlerden bazıları şunlardır: Geleneksel yöntemler (uyaran yaklaşımı, tematik uyaran
yaklaşımı, melodik entonasyon yaklaşımı vb.), psikonörodilbilimsel yaklaşım, bozukluğa
özgün yaklaşımlar (HELPSS, ORLA, RET, Semantik Özellikler Analizi vb.) ve iletişimi
destekleyen yaklaşımlar (VAT, PACE, Sohbet Ortağı Eğitimi vb.).
“Konuşma Sesi” modülünde bireylerin konuşma seslerini ayırt ederek doğru, tutarlı
ve dilin sesbilgisel özelliklerine uygun şekilde üreterek anlaşılır konuşma becerisi geliştirebilmesi için davranışçı yaklaşım, geleneksel yaklaşım ve fonolojik yaklaşımlardan (tek
ayrımlı sözcük çiftleri yaklaşımı, döngüsel yaklaşım vb.) yararlanılabilir.
“Motor Konuşma” modülünde bireylerin konuşurken uygun fonetik ve prozodik yapı
için gerekli hareketleri planlayarak yeterli güçte kas gerginliği ile solunum, sesleme ve rezonansı tutarlı olarak gerçekleştirebilmesi için telafi edici yaklaşımlar ve yapılandırıcı yaklaşımlar kullanılabilir.
“Rezonans” modülünde sesbirime özgü nazal kaçak ve hipernazaliteye bağlı telafi
edici konuşma sesi bozukluğu hatalarının giderilerek konuşma seslerini doğru olarak üretilmesi ve günlük yaşamda anlaşılır şekilde kullanılması amacıyla görsel, sözel ve dokunsal
ipuçlarının da kullanılabileceği davranışsal terapi yöntemlerinden faydalanılabilir.
“Ses” modülünde bireyin ses kalitesini, perdesini ve şiddetini benzer yaş, cinsiyet,
kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere benzer şekilde ve iletişime uygun olarak
kullanması için ses hijyeni, vokal fonksiyon egzersizleri, rezonant ses terapisi, yarı tıkalı ses
yolu egzersizlerinden yararlanılabilir. 

İşitme Yetersizliği olan Bireyler için Destek Eğitim Programı

İşitme Yetersizliği Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı’nın Öğretme-Öğrenme Süreci
Programda yer alan hedef davranışları gerçekleştirmek için kullanılabilecek öğretim
yöntem, teknik ve stratejilerin bazılarının uygulanma özellikleri aşağıda açıklanmıştır.
Doğrudan Öğretim Yöntemi: Yöntemin temel amacı, öğretimi yapılan içerikte
ipuçlarının aşamalı olarak geri çekilmesiyle bireyi bağımsız hâle getirmektir. Bu aşamalarda yapılan sürekli değerlendirmelerle öğretmen, ipuçlarını azaltıp çoğaltacağına veya konuyu tekrar sunup sunmayacağına karar verir. Bu öğretim yönteminde öğretim yapılmaya
başlandığında, ilk başta bütün sorumluluk öğretmende iken öğretim ilerledikçe sorumluluk
öğretmenden bireye geçmektedir. Sorumluluğun öğretmene ait olduğu zamanlarda, öğretmen içeriği küçük adımlarla sunar. Sorumluluğun bireye ait olduğu zamanlarda ise birey
öğretmenin sunmuş olduğu içeriği tek başına uygular, öğretmen ipucu düzeltme ve dönütlerle bireyi destekler. Sorumluluğun öğretmenden bireye aşamalı ve yavaş yavaş geçmesine
dikkat edilmelidir.
Doğrudan Öğretim Yöntemi beş öğretim aşamasında uygulanmaktadır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır.
Günlük gözden geçirme aşamasında, öğretmen derse başlamadan önce bireylerin
ödevlerini kontrol eder, geçmişte öğretilen ilgili becerileri ve ön koşulları tekrar gözden
geçirir.
Model olma aşamasında, öğretim sorumluluğu tamamen öğretmendedir. Bireye kazandırılacak olan bir beceri ise öğretmen, becerinin nasıl uygulandığına model olur. Kavram
ise kavramın örneklerini gösterir. Bir bilgi sunuyorsa bilgiyi açıklar.
Rehberli uygulama aşamasında, öğrenme sorumluluğu aşamalı olarak öğretmenden
bireye geçer. Bunun için bireyin, öğretmen rehberliğinde ipuçlarının aşamalı olarak geri
çekildiği alıştırmalar yapması gereklidir. Rehberli uygulamalar ve model olma aşamalarında
bireylerin yaptığı uygulamalara ve verdiği cevaplara dönütlerin verilmesi ya da düzeltmelerin uygulanması önemlidir.
Bağımsız uygulama aşamasında, sorumluluk tamamen bireye devredilir. Bireylere,
öğrendiği bilgi, beceri ya da kavramı bağımsız bir biçimde kullanmasını gerektiren yeni
alıştırmalar verilir. Bu aşamada bireyden gerçekleştirmesi istenen beceri, model olunarak
sunulan ve rehberli uygulamalarla alıştırması yapılan beceriyle aynı zorlukta olmalıdır. Bu
nedenle çalışılacak materyal de aynı özellikleri taşımalıdır.
İşitme Yetersizliği Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı
19
Haftalık ve aylık gözden geçirme aşamasında ise öğretilen bilgi, beceri ve kavramların sık sık gözden geçirilmesi gerekmektedir. Öğretmenlere bir önceki haftanın ve ayın
çalışmalarını yeniden gözden geçirmeleri önerilmektedir. 

Bedensel Yetersizliği olan Bireyler için Destek Eğitim Programları

Merkezimizde bedensel yetersizliği olan bireyler için FTR birimi oluşturulmuştur.

FTR birimimizde Serebrel palsi, spina bifida(myelocell, meningomiyelosel), kas hastalıkları, beyin sendromları vb. bedensel engelli tanısı konmuş çocuklarımızın değerlendirme, takibi ve rehabilitasyonu yapılmaktadır. TFR birimimiz; kurumumuzdan destek eğitimi alan bedensel yetersizliği olan öğrencilerimizin;

  • Verilen özel eğitim hizmetinden etkili bir biçimde ve en üst düzeyde yararlanmalarını sağlamayı,
  • Verilen kaba ve motor becerilerini arttırmak ve belirli bir düzeyde tutmayı,
  • Kullandığı tüm ortopedik araç ve gereçlerden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.

    Kurumumuzda FTR alacak çocukların mevcut durumları uzman fizyoterapistlerimizce değerlendirilip, bireyin ihtiyacına göre özel bir tedavi programı oluşturulur, takip edilir. 

    Uygulanan Terapi Yöntemleri

    Uzay Terapi
    Bobath Terapi
    Kinezyolojik Bentlema
    Menuel Terapi 
  • Duyu Bütünleme

    Duyusal sistemler beyin ve vücudun bilgi kapılarıdır. Duyularımız çevremizdeki dünyayı öğrenmeyi mümkün kılmaktadır. Beyin, olaylara cevap vermek, dikkat etmek, öğrenmek, öğretmek, planlamak ve organize etmek için vücuttan ve çevreye ait çeşitli duyu bilgisini anlamalıdır. Bu işleme “duyusal entegrasyon” denir. 

    Çoğu kimseler için, duyusal entegrasyon normal çocukluk faaliyetleri yoluyla doğal olarak gelişir. Bazı insanlar için, duyusal entegrasyon, bir çocuğun çevreye ve çevrelerindeki diğer insanlara nasıl karşılık verdiğini ve etkileşimde bulunduğunu iddia ederek, gerektiği kadar verimli bir şekilde gelişmez. 
    Örneğin, bazı insanlar ses kaynaklarını net bir şekilde göremiyorsa iyi duyamazlar. Diğer durumlarda, bir tren gibi hareket eden bir şey görmek insanların hareket ettiklerini hissettirir.

    Duyusal bilgileri işleme konusunda zorluk çeken çocuklar:

    – Kıpır kıpır,
    – Yeni motor becerilerini öğrenmekte yavaş olur,
    – Giysilere karşı hassas olur,
    – “Akıllı ama tembel” olarak tanımlanmalıdır.
    – Etkili Müdahale Yaratmak,

    Pediatri alanında çalışan fizyoterapistlerin, bir çocuğun yeni becerilerini daha kolay öğrenmelerine yardımcı olan altta yatan duyu ve motor temele hitap etmek için tedavi sırasında duyusal entegrasyon bilgilerini kullanmaktadır. Yaklaşımımız her çocuğa ve ailenin işlevsel ihtiyaçlarına göre bireyselleştirilmiştir. Çocukların güç ve zorluklarıyla ilgili gözlemlerini açıklıyor, böylece aile üyeleri çocuğun duyusal girdi işleyen güçlüklerinin günlük yaşamdaki faaliyetleri nasıl etkilediğini ortaya çıkartıp, bireye özgü tedavi planı oluşturuluyor. 

    Ebeveynler ve terapistler birlikte çalıştıklarında, her biri her bir çocuğun daha iyi anlaşılmasına ve daha etkili müdahaleye yol açan yeni anlayışlar kazanımlar sağlanıp, günlük hayata adaptasyonu ile tedavi süreci etkinliğini sürdürüyor. 

    Hipoterapi

    Hipoterapi, atın çok boyutlu hareketini kullanarak uygulanan tedavi yöntemine verilen isimdir. Eski Yunanca’da  “ Hippos”,  at anlamına gelmektedir. Tarihsel olarak, atın tedavideki yararları MÖ. 460 yıllarında fark edilmiştir. 1950’lerden itibaren yoğun olarak kullanılan, bugün yurtdışında da özel Hipoterapi merkezlerinde Fizyoterapistlerin kontrolünde uygulanan Hipoterapi ülkemizde de oldukça popüler bir tedavi yöntemidir.

    Bireyin Hipoterapideki Kazanımları Nelerdir?

    • Doğru yürüyüş paternini geliştirir.
    • Pelvik ve lumbal bölge eklemlerinin mobilitesini artırır.
    • Baş ve gövde kontrolünü artırarak, postürü geliştirir.
    • Denge reaksiyonlarını uyararak, gövde dengesini geliştirir.
    • Hareketler arası koordinasyon ve konsantrasyon sağlanır.
    • Kas tonusu arttırılarak, kas kuvveti geliştirir.
    • Eklem hareketliliğini geliştirir.
    • Kalp-damar sistemini geliştirir, metabolizmayı uyarır.
    • Solunum sistemini geliştirir.
    • Spastisiteyi ve kontraktürleri azaltır. Patolojik refleksleri azaltır veya ortadan kaldırır.
    • Mesane kontrolünü geliştirir, bağırsağın itme hareketlerini uyararak bağırsak problemlerini azaltır.
    • Sosyal iletişimi ve konuşma becerisini geliştirir.
    • Kendine güven duygusunu geliştirir.

    Hipoterapi Kimler İçin Uygulanır?

    • Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları
    • Multiple Sklerosis
    • Down Sendromu
    • Skolyoz
    • Serebral Palsi
    • Otizm
    • Hiperaktivite
    • Psikolojik Bozukluklar
    • Duyma Bozuklukları
    • Mental Retardasyon
    • Omurilik Yaralanmaları
    • Öğrenme ve Konuşma Bozuklukları
    • Gelişim Anomalileri
    • Obezite

    Yaş grupları ve uygulanacak olan tedavinin özelliğine göre Fizyoterapist, Dil-Konuşma Terapisti, Psikolog gibi sağlık profesyonellerine danışılmalı ve yardım alınmalıdır.


    Çocuklar bir terapi seansı olarak değil de bir oyun olarak algıladıkları için oldukça keyifli vakit geçirmektedirler. 

Paylaş